Dişi çevreleyen sert ve yumuşak dokuları bilimsel anlamda inceleyen, oluşan hastalıkları ve bu hastalıkların tedavisini araştıran diş hekimliği dalıdır. Diş eti hastalıkları yüzeysel olarak başlar ve tedavi edilmediğinde diş sert dokularına hatta kemiğe kadar ilerleyebilir.
Diş eti hastalıkları (periodontal hastalık), dişi değil dişi çevreleyen ve destekleyen dokuları etkileyen bir enfeksiyon hastalığıdır. Hiç çürüğü olmayan dişler bile bu hastalık nedeniyle kaybedilebilir. Periodontal hastalıklar bir veya birçok dişi etkileyebilen; çocuklarda, büyüme çağındaki bireylerde, erişkinlerde ve yaşlılarda görülebilen toplumdaki en yaygın kronik hastalıklardandır. Genellikle ağrısız seyrettiği için belirtileri hasta tarafından zor farkedilir ve çoğu vakada hekime geç müracaat edilir.
Diş eti rahatsızlıkları her yaşta, herkeste görülebilir. Erken teşhis ve tedavi başarıda oldukça önemlidir. Diş hastalıklarının yaygın belirtileri fırçalama sırasında veya kendiliğinden kanama, şişlik, diş eti çekilmesi veya dişeti rengindeki değişikliklerdir.
Rutin olarak ortalama 6 ayda bir kontrol tavsiye edilmektedir. Bu sayede oluşabilecek problemler erken teşhis ve tedaviler ile önlenir.
Eğer diş etleri kırmızı, şiş, kanamalı ise veya çekilmeler, büyümeler izleniyorsa, kök yüzeyinin açılmasına bağlı ciddi hassasiyet varsa dişlerde işlerde uzama, sallanma, diş etlerinde apse, ağız kokusu gibi durumlar artık daha da gecikmeden tedavi gerektirmektedir. Aksi takdirde diş kayıpları kaçınılmazdır.
Diş eti rahatsızlıklarının tedavisinde hem hekim hem de hasta aktif bir rol oynar. Hatta tedavinin başarılı olma olasılığı daha çok hastanın motivasyonuna bağlıdır.
Periodontal tedavide ilk olarak enfeksiyon ortadan kaldırılmalı ve hastaya etkili ve düzenli bir diş eti, diş ve dişler arası temizliğn nasıl olacağı anlatılmalıdır. Hasta ağız hijyeninin devamlılığı konusunda motive edilmelidir. Enfeksiyonun ortadan kaldırılması; hastalığa sebep olan mikrobiyal dental plak, diş taşı ve diş taşının tutundugu kök yüzeyinin hekim tarafından temizlenmesi (diş taşı temizliği) ve hastanın bu durumu koruması ile mümkündür. Bu işlem “başlangıç tedavisi” adını alır, her tip periodontal hastalığın tedavisinde vazgeçilmez aşamadır. Başlangıç tedavisi sırasında kötü ve taşkın dolguların yenilenmesi, çürük dişlerin doldurulması, diş eti kenarı ile uyumu ve şekli doğru olmayan protezlerin düzeltilmesi gibi bakteri tutunmasını kolaylaştırıcı faktörlerin uzaklaştırılması, kanal tedavileri ve varsa ümitsiz dişlerin çekimi de gerçekleştirilmelidir.
Başlangıç periodontal tedavi sonrasında istenilen sağlıklı durum sağlanamıyorsa ileri bir tedavi seçeneği olan cerrahi işlemler ile tedaviye devam edilebilir.
Cerrahi periodontal tedavinin ana amacı; kemik-diş eti ve diş ilişkisini orjinaline benzetmeye çalışmak, böylece hastanın ve hekimin kolay temizleyebileceği bir ortam yaratmaktır.
Yapılan tedavilerden sonra elde edilen periodontal sağlığın korunması ve hastalığın tekrarının önlenmesi amacıyla hastalar düzenli aralıklarla kontrol amaçlı çağrılmalıdır. Kontrol aralıkları hastanın ağız hijyeni ve diş taşı oluşumu sıklığına göre hekim tarafından belirlenir. Başarılı bir periodontal tedavi sonrasında, idame tedavisine alınmayan ve kendi ağız bakımını sağlamayan hastalarda kısa sürede doku yıkımı tekrar başlar ve hastalık belirtileri ortaya çıkar.
Diş taşı temizliği genellikle bir anestezi (uyuşturma) ihtiyacına gerek duyulmadan uygulanmaktadır. Diş hassasiyeti fazla olan kişilerde gerekli görülürse lokal olarak uyuşturma yapılabilir. Bu sayede hasta işlem sırasında bir ağrı, sızı hissetmez. Sonrasında kısa süreli diş hassasiyeti gelişebilir, bu geçici bir histir.
Günümüzde çok fazla sorulan bu sorunun cevabı “Hayır”. İdeal şartlarda yapılan diş temizliği ve kök düzeltmeleri aksine diş sağlığı için çok önemlidir. Diş taşı; bakteri ve yabancı toksinler kaynaklı diş yapısına bulaşan, uzun vadede zararlı bir yapıdır. Uygun teknikle yapılan temizlikler ile bu zararlı atıklar uzaklaştırılır ve dişeti sağlığı, dişlerin uzun ömürlülüğü sağlanmış olur.
Küretaj ve diğer temizlik işlemlerinde diş yüzeyine ait olmayan atıklar uzaklaştırılır. Bu işlemlerde kullanılan aletler diş yapısında bozulmalara yol açmaz.
Aşırı diş taşı birikimi olan ve uzun yıllar temizlik yaptırmamış kişilerde, temizlik sonrası dişlerde bir miktar hareket artışı görülebilir ve bunun nedeni diş taşına bağlı olarak periodontitis ve dişin destek dokularındaki kayıptır. Bu durum diş taşı temizliğinin verdiği bir zarar değildir.